Yeni yıla daha güçlü girmek ve hatta ileriye gidersek kozları başka ülkelere kaptırmamak için bu yazımızda her alanda ulusal partnerler seçmenin öneminden bahsetmek istiyoruz.
Rekabetin her yıl bir öncekine göre ciddi anlamda arttığı günümüzde elimizdeki tüm imkanları sonuna kadar zaten kullanıyoruz. Ancak daha başka kullanabileceğimiz ya da destek alacağımız hususlar acaba yok mudur?
Ne yazık ki son dönemdeki olumsuz örnekleri izlediğimizde şirketlerin başarısızlığının en önemli nedeninin yalnız olmaları olduğunu görüyoruz. Birey olarak her geçen gün yalnızlaştığımız gibi şirketler olarak da yalnızlaşıyoruz. Yurt içinde yalnızlaşmamız bizi yurt dışında işbirliği yapacak firmalar ya da kişiler aramaya itiyor. Ancak her ne kadar yurtdışındaki falanca brothers ya da partners ile çalışmak havalı olsa da, maalesef o brother ya da partner bizi kardeşi ya da çözüm ortağı olarak bir türlü görmüyor veya göremiyor çünkü anlayışı gereği kendi ülkesinden ya da ülkelerinden olan firmaları daha ön planda tutuyor ve ezilen biz oluyoruz. Üstelik bu yabancı firmalar bizden işi alıyor sonra da Türkiye’de konu ile ilgili firmalara hatta yine bizlere ulaşarak bilgi alıyor ve genellikle işi buradaki firmalara yaptırıyor, buna hiç değinmeden bizleri maalesef kandırıyor.
Bunun aksini iddia edenler ve yabancılarla direkt çalışmaktan mutlu olduğunu iddia edenler daima olacaktır ama inanın bu durumun örnekleri o kadar azalmıştır ki neredeyse yok gibidir. Hatta bu tür işlerin içerisinde başka çıkarlar olduğu dahi üzücü ama maalesef söylenmektedir.
Bugün dünyanın denizcilikde önde gelen ulusları önce kendi içerisinde işbirliği yaparlar, sonra birlik olup sizin onlara göre daha mütevazi şirketinizin karşısına çıkarlar. Siz ise yalnız olmanızın eksikliği içerisinde çoğunlukla ezilir ve karşılarına 1-0 yenik çıkarsınız.
Kısaca bizim eksiğimiz birlik ve beraberlik ruhunu yeniden kazanmamızdır. Ihtiyacımız olan bir ürün ya da hizmet için önce bu konuda çalışan veya çalışabilecek firmalarımızı bulmak ve onları güçlendirmek kısaca sadece bugüne değil hem bugüne hem de yarınlara yatırım yapmaktır.
O çok heybetli gördüğümüz yabancı firmalar siz doğrudan onlara gittiğinizde ve bir nevi teslim olduğunuzda ne kadar mağrur ise, yerli firmalara güvenip yetki vererek onların karşılarına birlikte çıktığınızda o kadar mağdur ve çaresizler. Çaresizler çünkü artık yalnız ve kolay bir lokma değilsiniz.
Fakat birlik ve beraberlik aşağıdakilerle olmalıdır;
- Tüm taraflar buna inanacak ve hatta hissedecek,
- Bu doğrultuda kafa yorarak, kendini geliştirecek ve uygulamaya geçeceklerdir.
Yoksa bunun adı birlik ve beraberlik değil faydalanma olur. Özetle firmalarımız yerli partnerlere öncelik ve destek verirken, yerli partnerler ise bu güvene layık olmak ve onlara bu fırsatı veren firmaları üstün başarıya ulaştırmak için çalışmalı ve kendini sürekli geliştirmelidir.
En kötü koşulda dahi kişisel fikrim uygun partner seçilmesi durumunda hiçbir zaman yurtdışı firmaya bağımlı olarak çalışmaktan daha kötü bir sonuç alınmayacaktır.
Yunus’un dediği gibi:
Gelin tanış olalım
İşin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz.
İşin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz.
Bu anlayışla sizlere daha güçlü ve rekabetçi günler dileriz. Birlik ve beraberliğin güzel sonuçlarını en kısa zamanda alabilmeniz temennisiyle.
Saygılarımızla,
Osman Kaya TURAN
Önceki bazı yazılar (ilgili yazıyı görmek için üzerine tıklayınız);
İSTANBUL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder