24 Kasım 2011 Perşembe

Fortune 500 ve çıkarılan bazı dersler (batan şirketlerin izlediği yollar)

Üniversite yıllarımda ünlü yönetim danışmanı Tom Peters üzerine konuşma yapmam gerektiğinde farklı bir araştırma yapmış ve ilginç bulmuştum. Esasen Tom Peters’ın söylediklerini destekler şekilde bulgulardı bunlar. Her yıl Amerikanın en büyük şirketlerinin ilan edildiği Fortune 500 listesinde 10 yıllık aralar ile bakıldığında listede yer alan firmaların % 60’ına yakınının (hatta 2/3 oranında) büyük ölçüde iflas ettiği ya da niteliğini kaybettiği görülmektedir.

Çalışma daha da derinleştiğinde görülen;
- Ortalama şirket ömürlerinin 10 yıla kadar düştüğü,
- Üst düzey yöneticilerin önemli bir kısmının rakiplerinin 5-6 yıl gibi kısa bir sürede değişeceğine inanmakta olduğudur.

Birçok uzman (buna Tom Peters’da dahil), konuyu “değişime karşı koyamamak” olarak özetler. Ancak konuyu detaylarına inerek biraz incelemek ve esprili bir dille sizlere sunmak istiyorum. Diyelim ki krizin de etkisiyle sıkıldınız ve patron ya da yönetici olarak şirketinizi batırmak istiyorsunuz bu doğrultudaki önerilerim şunlardır;

1.     Öncelikle bu yazıyı okumayın, hatta yazarı yani beni ukalalıkla ya da kendi reklamını yapmakla suçlayın. Hatta sizi suçladığını ve hedef aldığını düşünün ve şirketimi düşünmek ona mı kaldı diyerek kendisine düşman olun. Kendinizi bu tür şeylerin saçmalık olduğuna inandırın. Bu konuda çalışmalar ve incelemeler yapmak yerine kısa vadeli planlarla günü kurtarmaya bakın. Ne de olsa sizin şirketiniz batmaz ve siz Halil Bezmen ya da Enron’un yöneticileri değilsiniz.

2.     Kesinlikle orta ya da uzun vadeli strateji ve planlar yapmayın. Yapan ya da yapmaya çalışanlarla “bu ortamda plan mı yapılır, yapılsa bile uygulamaya zaten geçiremezler, onların kurdukları gelecek stratejilerinin hiçbiri zaten tutmaz” diye dalga geçin. Üstelik geleceğe yönelik arayış toplantıları falan yapıyorlar ise falcı olmuş bunlar diyerek siz de kahve falı baktırarak bol bol gülün.

3.     Size çevrenizdekiler ya da var ise danışmanlarınız yönetim ve yöneticilerde stil farklılığı gerekiyor diyebilir. Sizi kurtarmak istiyorlar, sakın bunlara kanmayın.

4.     Gerek patron gerekse yönetici olarak yanınızda çalıştırdığınız ya da çalıştıracağınız kişiler sizden muhakkak daha az eğitimli ve tecrübeli olsun, yani sağlam adam almayın. Eğer iyi eğitimli ve tecrübeli biri olur ise patron iseniz sizinle dalga geçebilir eğer yönetici iseniz sizi geçer işinizden olursunuz ayrıca her ne kadar onlara ödediğinizden fazlasını kazandırsalar da maliyetli olurlar. Bu nedenle “alt pozisyondakiler ya da çalıştırdığınız kişiler kendini ne kadar geliştirir ve yükselirse siz de yükselirsiniz” dense de sakın dinlemeyin. Çalışması kolay, her sözünüzü size itiraz etmeden dinleyecek, kendini ve firmanızı geliştirmekten çok maaşının ve yerinin derdinde olacak kişileri çalıştırın. Çünkü onlar siz batana kadar şirkette kalacaklardır, buna emin olabilirsiniz. Zaten gidecek başka yerleri de yoktur.

5.     Her ne kadar toplu olarak üretim ve hizmetteki temel girdiler; insan, makina, malzeme, yöntem, çevre, finans (bunları arttırmak mümkündür) şeklinde özetlense ve bunları tek başına kontrol edebilecek tek gücün insan olduğu bilinse de siz buna önem vermeyin. Her tür seviyeden çalıştırdığınız insan kalitesine ve gelişimine önem vermek yerine basit düşünün, insanları geliştirmez iseniz daha kolay kontrol edebileceğinize inanın ve o şekilde davranın. En kötü ihtimal işler bozulursa köylerine dönerler, sonrasında işler eğer düzelirse tekrar sıfırdan yeniden başlarsınız.

6.     Lobiciliğin yasa dışı bir konu olduğuna inanın, ortak çıkarlar doğrultusunda rakiplerinizle birleşmeyin. Gereğinde işler düzelmesin ve onlar da sizinle beraber batsınlar. En iyi ihtimal sektör olarak ülkede tek başınıza siz kalırsınız, yalnız kalacağınız için rekabet bozulur ve siz de devletten gereken önemi alamazsınız ama siz de gider teşvikli bir başka ülkede yatırım yaparsınız. Otomotivcilerin yaptığı gibi güçlü lobiciliğin etkisiyle KDV indirimi gibi çalışmalar yaptırarak sektörünüzün durumunu düzeltmeye falan kalkmayın. Başarısız sektörlerin yaptığını deneyin, devlet mekanizmaları ile yaptığınız görüşmelerde sektörün önemini ve ülkeye katkısını anlatmak ve sektörel kalkınmaya yönelik ortak çalışmaları sunmak yerine kendiniz ve şirketiniz için birşeyler isteyin. Mümkünse nakit ya da benzeri istekler olsun. Bırakın sektörü siz mi kurtaracaksınız?

7.     Diğer başarılı ülkelerde olduğu gibi kadronuzda çeşitli mesleklerden ve farklı alanlardan kişileri bir arada bulundurmayın. Örneğin, tersane iseniz kesinlikle kaptan ya da çarkçıbaşı çalıştırmayın, size ürettiğiniz geminin daha da başarılı işletilebilmesi için önerilerde bulunabilirler. Eğer denizcilik firması iseniz kesinlikle gemi mühendisi kullanmayın, anlaştığınız gemilerin kontratlarında yanlışlar bulabilirler ya da üretimi esnasında yaptıkları denetlemelerle geminin teslimini geciktirebilirler. Sonra her iki grup da rakip olarak işletmenin başına geçebilir, buna dikkat edin. Ayrıca kesinlikle işletmeci ve endüstri mühendislerinden uzak durun.

8.     Danışman kullanmayın, bunlar size boşuna yük olurlar. Doğru danışmanlar önerileriyle size ona ödeyeceğiniz paranın katları kadar para kazandırabilir ya da tasarruf ettirebilir ancak bu önerileri zaten günün birinde siz de akıl edebilirsiniz. Zaten çoğu da sizin bildiğiniz şeylerdir. En kötüsü öneriler aklınıza geldiğinde geç olabilir ama risk almaya değecektir. Son bir husus da iyi danışmanların önerileri genel çerçeveli ve uzun vadeye dayalıdır. İleriye dönük olarak firmanıza istikrarlı katkılar sağlar, şirketinizin yerini sağlamlaştırır. Siz danışman kullanacaksanız size muhakkak tüyolar verecek ve günlük bazda karlar getirecek kişilere odaklanın. Parayı bulursanız ileride ötekileri de çalıştırırsınız zaten.

9.     Çok fazla borca girin ya da nakitte kalmaya önem vermeyin. Şirketler çoğu zaman ya bankaya ya da birilerine aşırı borçlu olduklarında ciddi sorunlar yaşar. Eğer hiç borcunuz yoksa hayatta kalma şansınız yüksektir. Yakın döneme kadar bankalar size kredi vermek için yalvarıyorlardı. Kredi verebilecek birilerini bulursanız hemen yeni yatırımlara geçin, nakdi boşverin ya da muhakkak özel harcamalarınıza kullanın. Özellikle sıfır ya da sıfıra yakın özkaynak ile iş ya da yatırım yapmaya çalışın.

10.  Ortaklık falan düşünüyorsanız yanlış ortak seçin. Ortağınız kardeşiniz dahi olsa sağlam bir ortaklık sözleşmesi yapmak yerine ortaklık yapacağınız kişiyi hiç araştırmadan sağdan soldan duyacağınız dedikodular dahilinde ortaklığa başlayın. İşler kötüye giderse iletişimi arttırmak yerine yüzüne bile bakmayın.

11.  Tek tip müşteriye odaklanın. İşler iyi gidiyorsa fiyatları arttırın gereğinde yeni müşteriler bulursunuz. Örneğin tanker üretiyor ya da işletiyorsanız sadece o gemiye ve size’a odaklanın, başka gemi tiplerinden ve büyüklüklerinden kaçının. Tek bir tipte uzmanlaşarak şansınızı düşürün. Kesinlikle farklılaşmayın bunu yapmak Ar-Ge çalışması ve boşa giden paralar demektir, israfa girmeyin. Risk almaya değer en kötüsü sektörün işleri bozulursa sizin de bozulur.

12.  Fiyat rekabetine girin, gereğinde maliyet altında fiyatlar verin. Rakipleriniz de bu savaşa girer de nakit durumları kötüyse batarlar ve yeni rakipler karşınıza çıkabilir ama olsun. Değişmek yerine risk alın rekabeti arttırın ve kesinlikle farklılaşmayın.

13.  Kendinizin ve çalışanlarınızın sağlığına önem vermeyin. Gerektiğinde gününüzün tamamını çalışarak geçirin. Spor ya da egzersiz yapmayın. Tatile gitmeyin, tatil esnasında dinlenir ve yeni fikirler oluşturabilirsiniz. Çalışanlarınıza da bu konuda hoşgörülü davranmayın. İşlerinizi delege ederek çalışma saatlerinizi normale indirmeyin böylece bir gün ciddi anlamda hastalanarak işe gidemediğinizde şirket de sizin yokluğunuzu hissetsin ve derin yaralar alsın.

14.  Müşterilerinize önem vermeyin. Onlardan parayı aldıktan sonra kötü davranın. Sorunlarına ve çıkabilecek problemlere sessiz ve kayıtsız kalın. Memnuniyetsiz müşteri on tane yeni müşterinin gelmesini engellerken, memnun müşteri de en fazla bir kişi getirir ve gerektiğinde sıkıştığınız dönemlerde en büyük destekçiniz olabilir. Ama boşverin, bir kişi için yorulmaya değmez.

15.  Benzer bir yaklaşımı çalışanlarınıza ve paydaşlarınız olan tedarikçilerinize de gösterin. Onlar çalıştıkları için zaten sizden maaş ya da para alıyorlar. Bunun yanısıra onlara ekstra imkanlar, eğitim falan sağlamayın gerektiğinde maaşlarını ve ödemelerini de geciktirin. Sakın ha teri iyice kurumadan parasını ödemeyin. Sıkılan gitsin, geri kalanlar muhakkak başka bir yerde iş bulamadığı için sizinle çalışmaya devam ediyordur ve kalifiye değildir ama olsun dediğinizi yaptırmış olursunuz. Ayrıca ücretlerini siz zamanında öderseniz sizinle diğer firmalardan isteyeceklerinden daha ucuza ve severek ve de özverili çalışırlar ama bunlara kanmayın.

16.  Kötü ve ucuz muhasebeci ve finansçılarla çalışın, bunlar mümkünse iş konusunda tecrübeleriyle size katkıda bulunmasın bir nevi eski usul defter tutsunlar yeter. Ayrıca bu kişilerin yapacağınız yatırımları finansal bağlamda değerlendirebilme yetisi de bulunmasın, yanlış yatırımlarla ilgili iştahınızı kesebilirler ya da yaptıkları güzel önerilerle sizi küçük düşürebilirler. Ayrıca sigorta ile ilgili işlerde poliçeleri ve sigorta aracı kurumlarının güvenilirlik ve referanslarını sorgulamayın, ucuz olana odaklanın. İşler kötüye giderse o zaman geç de olsa çare bulursunuz ve daha fazla paralar kaybedebilirsiniz ama risk almaya değecektir. Bir de çalışacağınız bazı müşterileriniz sigortalarınızı nereden yaptırdığınızı sorgulayabilir (bunu da size genelde söylemezler), sırf bu firmaların kötü referansları yüzünden iş kaybedebilirsiniz ama olsun ucuz her zaman iyidir.

17.  Pazarlama ve şirket tanıtımı gibi hususlarda sakın para ve bütçe ayırmayın. İyi müşteri size ihtiyacı düştüğünde sizi saklandığınız yerde bulan müşteridir. Ayrıca pazarlama departmanı ve bağlantılı yöneticileriniz piyasadaki gelişmeleri yakından takip etmesin, keyfinizi kaçırabilirler. Bu nedenle kendinizi piyasadan mümkün mertebe soyutlayın ve piyasayı olmasını istediğiniz gibi görün.

18.  Yazının başında yer alan Fortune 500’deki batan firmalar sizin için örnek olmasın. Onlar hem Amerikalı idiler hem de geleneksel iş adamları kadar iş hayatını bilemezler. Siz bildiklerinizde ısrarcı olun, değişmeyin. Değişmek isteyen, size farklı öneriyle gelen kişileri de dinlemeyin gereğinde kovun. Sizin çalışma formülünüz değişme ihtiyacı olmadan sonsuza kadar sizi başarılı kılacaktır, buna kesinlikle emin olun. Bu nedenle uzun dönem başarılı olmayı hedeflemek yerine eskiye bağlı kalın, innovasyona ve sürekli gelişmeye önem vermeyin, sorgulamayın ve çevrenizdeki gelişmelere adapte olmayın. Danışmayın, bildiğinizi okuyun. Siz soba üretmeye devam edin, gelecekte değişmediği için batan şirketler arasında “Şakir Zümre Sobaları” gibi adınız gururla yer alsın!

19.  Son olarak, yukarıdakilerin tersine inansanız dahi bu işlerin sadece yukarıdakiler ile çözüleceğine inanın ve yetinin. Rakiplerinizin de bu satırları okuduğunu ya da bildiğini unutun. Onlar bilseler de sizin kadar mükemmel değiller. O nedenle değişmeyin, danışmayın, akıl alsanız da bedavaya getirin. Kazandırmayın sadece siz kazanın.

Yukarıda mizahi esprilerle yazılmış ve kimsenin kırılmayacağına inandığım yazıdan sonra biraz da piyasa bilgileri verelim. Navlun piyasası hafifçe iyileşmeler gösterse de ilk yarıdaki kötü şartlardan sonra bu durum biraz da gereksinim haline gelmişti. İyileşmeler olsa da hala efektif şekilde gemi çalıştırabilmek oldukça zor. Yakıt fiyatları neredeyse günlük olarak hala yükselmeye devam ediyor.

Bir çok tanıdığımız Avrupalı armatör iflas ediyor ve bankalar gemilerini satışa çıkarıyor ya da çıkardı. Bazı güçlü armatörlük firmaları da bankaların da baskısıyla adam çıkarıyor. Danimarka’da bulunan Maersk Line dahi para kaybetmeye devam ediyor ve koşullardan şikayetçi durumda ki bu durum oldukça sıradışı. Krizle geçen üç yıl sonunda, tüm armatörler zor günler geçiriyor.

Yunanistan ve İtalya’daki borç sorunlarının çözülmemesi belirsizliği de arttırıyor. Ayrıca kimse pek değinmiyor ancak krizin Asya ülkeleri ve özellikle Çin ve Japonya’ya sıçraması da gündeme gelebilir. Bir önceki yazımda bunların kaynağına ve nasıl bir anda herşeyin pozitife dönebileceğine değindiğim için burada tekrarlamak istemiyorum. Ancak paranızı akıllıca kullanmanızda, piyasanın yanlış yönlendirmelerinin esiri olmamanızda bugünlerde her zamankinden daha önemli şekilde fayda var.

Kısaca daha iyi günler için umut hala var ve 2012 ümitle bekleniyor.

Saygılarımla,

Osman Kaya TURAN
Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Yüksek Mühendisi (İTÜ)
İşletme ağırlıklı master programı (İTÜ)
Suadiye İstanbul
Mobile (Yeni)  : +90 530 415 14 12
Mobile             : +90 532 799 66 92


Bu yazılar Türkiye’de fikirleri ve çalışmalarıyla öncü kişi ve kurumlara ve denizcilik sektörüne gönderilmektedir. Ayrıca bazı yazılar ingilizceye çevrilerek yurtdışı kişi ve kuruluşlara da gönderilmektedir. Bilginiz açısından yakın tarihe kadar gruba gönderilen bazı yazılar aşağıdadır:

·         Köpeklere Fısıldayan Adam (Dog Whisperer) ve Krizle İlişkisi
·         Denizcilik Piyasasına Yönelik Genel Öneriler ve Sonuç
·         Kimyasal Tanker Piyasası - 2011 İlk Yarısı
·         Kuru Yük Piyasası - 2011 İlk Yarısı
·         Konteyner Piyasası - 2011 İlk Yarısı
·         Tanker Piyasası - 2011 İlk Yarısı
·         Denizciliği doğru okuyabilmek ve 2011 Yılı İlk Çeyreğinde Gemi Satışları
·         Güney Kore'de ve dünyada yeni inşaalarda gelişmeler
·         2010 Yılı Gemi Satışları - Bunları Biliyor Muyuz?
·         Kriz döneminde yapılabilecekler (tavsiye edilen yönetim uygulamaları)
·         Denizcilik Sektörü, Koster Filosunun Modernizasyonu ve Gemi İnşaa Sanayi Ülkemiz İçin Gerçekten Gerekli Mi?
·         Yeni inşaa ve tamirde etkin teklif verme ve Yerli armatörler açısından yurtdışı pazarlık görüşmeleri
·         SMM Hamburg 2010 & GMEC Global Maritime Environmental Congress
·         Yeni yılda dünya denizciliği ve gemi inşaa piyasası 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder