Sayfalar

28 Aralık 2011 Çarşamba

2011 yılı genel değerlendirmesi ve yeni yıl mesajı

2011 yılında sektörümüzün genelinde gittikçe artan sıkıntılı günler geçirdik. Yazdığım yazılarda 2011 yılında dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmelerin neler olduğuna geçmişte değindim ancak özetle 2011 yılı iki konuda önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl olmuştur.

-       AB'nde giderek artan resesyon ve belirsizlik,
-       Arap Baharı diye adlandırılan ancak maalesef geleceğinin neler olacağı bir türlü kestirilemeyen gelişmeler.

Yukarıdaki gelişmeler  2010 yılında az da olsa dünyadaki iyileşmeye yönelik pozitif gelişmeleri olumsuz etkiledi. Bu bölgelerdeki ekonomideki durgunluk belki de daha doğru tanımla belirsizlik nedeniyle oluşan ekonomik faaliyet azlığı bizleri de gerek deniz taşımacılığında gerekse tersanecilikte olumsuz etkiledi.

Geldiğimiz noktada AB'nin morale ihtiyacı var bu da kuşkusuz gerekli reform ve düzenlemelerin bulunarak yapılmasıyla olacak. Bizler de kendimizi AB'den soyutlayamayız, hangi şartta olursa olsun AB, dünya üzerinde en büyük ekonomik güçlerden biri ve orada oluşacak her türlü gelişmeden bizler de doğrudan etkileneceğiz. Ancak mevcut AB yöneticilerinin tavırları maalesef olması gereken proaktif çözümlerin oluşturulmasında şu ana kadar yeterli olamadı.

Özetle günümüz global krizinin gerek sektörümüz gerekse ülkemiz açısından ortaya çıkardığı sonuçlar  ve saptamalar geçen yıl itibarıyla şunlar olmuştur;

-       Ülkemizin ve sektörümüzün oldukça güçlü potansiyel ve dinamikleri bulunmaktadır. Ancak bunların başarılı şekilde değerlendirilmesi çok önemlidir.

-       Ülkelerin gelişmesi sadece ve sadece iki faktöre bağlıdır. İlki sanayileşme ikincisi ise istihdam. Bunların sağlanmadığı bir ülkede gelişme ve başarıdan bahsetmek de mümkün değildir. Bugün gerek AB gerekse ABD bu konuda eski yıllarda bu politikalara verilen önemin kaybından dolayı sıkıntılar yaşamaktadır. Eğer üretimi sadece ucuz işçiliğe  vs. dayalı olarak diğer ülkelere kaydırırsanız elinizde kalan sadece hizmete dayalı sektörlerin gelişmesine dayalı bir ekonomi olup, ülkeyi de başarısızlığa itecektir. İyi bir hizmet sektörü şüphesiz gereklidir ancak bu üretimdeki dinamikleri desteklemeye yönelik şekilde odaklanmalı ve gelişmelidir. Aksi takdirde hizmete talebi gerçekleştirecek ekonomik gücü diğer hizmet sektörlerinden sağlamanız mümkün değildir. Bu talep sadece üretimden ve üretimden doğan istihdam ile gerçekleşecek ve güç kazanacaktır. Kısaca üretmeyen bir toplumun tüketebilmesi de mümkün gözükmemektedir. Bunun dışında Allah korusun dünya üzerinde oluşabilecek bir savaş senaryosu da üretmeyi bırakan ülkelere mal tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşatacaktır. Bir diğer husus da üretime önem verilen ülkelere beyin göçünün yaşanacak olması ya da işsiz üniversite veya yüksek okul mezunları ordusudur.

-       Ülkemizin gözbebeği durumundaki otomotiv sektörümüz Avrupa'da ilk 5'e girebilmenin yarışını yapar ve bunun haklı gururunu ülkemizle paylaşırken, Kriz öncesinde gemi inşaatı sektörümüz dünyada 5. olmuş, Avrupa'da ise Almanya'nın arkasından Avrupa ikincisi olmuştur. Yat inşaatı alanında ise dünya üçüncülüğümüz bulunmaktadır.

-       Sektörümüz ve özellikle gemi inşaa sanayii yüksek istihdam yapısıyla sanayideki en güçlü dallardan biridir, belki de ülkemiz şartlarında en önemlisidir. Bu bağlamda sektörümüzün ülkemize olan faydasının sanayileşme, ekonomik katkı ve istihdam bağlamında ve özellikle sayısal olarak tekrar tekrar anlatılması gerekmektedir. Bu da ulusal politikamızın oluşumuna ve gerekli desteğin sağlanmasına ışık tutacaktır.

-       Bu konuda sektör önde gelenlerinin attığı ve atacağı adımlar geleceğimizi şekillendirecek tek unsur olarak gözükmektedir ve ülkemizde sektörün geleceğe yönelik yerinin belirlenmesinde belki de en önemli rolü oynayacaktır.

-       Ülkemizin mevcut koşullarda en önemli dinamiği ekonomik ve siyasi istikrar ile güvendir. Ayrıca bir diğer önemli faktör de ülkemizin itibarının global anlamda yüksek oluşudur. Bu bağlamda yapılacak yukarıdaki çalışmaların başarılı olabileceği en güçlü dönemde bulunmaktayız.

-       Kriz bütün global aktörleri ve bileşenleri korkutmuştur. Bu nedenle mevcut durumda ve yakın gelecekte kurulacak ekonomik ilişkilerin temelini güven, birlik ve beraberlik oluşturmaktadır. Açıkça görünen husus; güvenilmeyen işletmeler ve çalışanların belirli pazarlarda ayakta kalması mümkünse de özellikle global piyasalar ve ülkemizdeki saygın çevrelerde bu tür grupların devamı mümkün gözükmemektedir. Bu bağlamda önce içeride sonra da yurtdışında birlikte olduğumuz sektör içerisinde örnek birlik ve beraberlik çalışmaları gerçekleştirerek, güven ortamını yaratmalıyız.

-       2012 yılında gerek ülkemizde gerekse sektörümüzde hedefler koymamız ve bunları gerçekleştirmemiz gereklidir. Bu bağlamda uygun pazar koşulları yaratma, verimlilik, fırsatları değerlendirme, zayıf yanların iyileştirilmesi, bilgiye verilen değerin daha fazla arttırılması vs. ön planda yapılması gereken hususlardır.

-       Ek olarak ülkemizin ve sektörümüzün farklılık yaratma doğrultusundaki çabaları asla karşılıksız kalmayacaktır.

Yukarıdakilerin 2012 yılında gerçekleşeceğine olan büyük inancım ile  yeni yılda birbirimize olan güvenin, birlik ve beraberliğin artacağı günler diliyorum. Bu hususlar şüphesiz tüm çalışma arkadaşlarımıza, dostlarımıza, müşterilerimize ve iş ya da hizmet aldığımız tüm partnerlerimize başarı getirecek, yapılan tüm özverili çalışmalar karşılığını alacaktır.

Bu duygularla ve temennilerle yeni yılınızı kutlar, çalışmalarınızdaki başarının devamını dilerim.


Saygılarımla,

Osman Kaya TURAN
Gemi İnşaatı ve Gemi Makinaları Yüksek Mühendisi (İTÜ)
İşletme ağırlıklı master programı (İTÜ)
Mobile (Yeni)  : +90 530 415 14 12
Mobile             : +90 532 799 66 92
SUADİYE İSTANBUL



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder