Bu yazımda biraz gelecekle ilgili tahminlere ve bunlar üzerinde seçtiğim
bazılarına odaklanmak istiyorum. Bu tahminler dünya üzerindeki tüm sektörleri
kapsıyor.
Bu tür tahminler bize dünya üzerindeki eğilimleri ve bize olabilecek
etkilerini gösteriyor. Bu tür
çalışmaları yapanlar gelecekte olacakları tam olarak bilmeye odaklanmıyorlar. Öyle
ki geleceği tam olarak bilmek mümkün olursa gelecek değiştirilemez anlamına
gelecek ve bu tür çalışmaları yapmanın da pek anlamı kalmayacaktır.
Amaç mevcut
trendleri bilmek, bu trendler devam eder ise neler olabileceğine bakmak ve
bunların istenip, istenmediğini ve bunların üzerinde değiştirmek ya da aynen
kabul etmek için çalışmaya değer olup, olmadığını saptamaktır.
Kısaca bu tür çalışma ve tahminlerin amacı gelecekteki fırsat ve
tehlikeleri zamanımız varken görebilmektir.
Şimdi de bazı seçtiğim tahminlere bakalım, bizleri az ya da çok
ilgilendirdiğinden dikkatle okumanızı tavsiye ederim (siyasi ve
ekonomik gelişmelere de değinilmektedir);
Tahmin: Yirmibirinci yüzyılda oluşan verimsiz topraklar yirminci
yüzyılda oluşmuş olanları gölgede bırakmaktadır. Özellikle Asya ve Afrika’da
oluşan bu alanlar kullanılabilir su ve gıdanın önümüzdeki yıllarda gittikçe
kıtlaşmasına yol açacak ve bu konuda önleyici ve düzenleyici yaklaşımlar
geliştirilmesi gerekecektir.
Tahmin: Ticari uzay turizmi önümüzdeki on yılda önemli ölçüde
büyüyecek ve bunlar ve benzeri ticari yolculuklar kişilere önemli yeni kariyer
fırsatları sunacaktır.
Tahmin: Nanoteknoloji görmenin yeniden kazanılması hususunda
umut verici çalışmalar yapmaktadır. Bu teknolojinin başka alanlara da
uygulanması mümkün olup belki de Alzheimer ya da Parkinson hastalığı gibi
hastalıkların da tedavisinde faydalı olabilecektir.
Tahmin: Robotik solucanlar çöplerin değerlendirilmesi, ayrılması
ve depolanmasında kullanılacak bu durum yeni iş alanlarını da beraberinde
getirecektir.
Tahmin: Öğrenme daha fazla sosyal ve oyun tabanlı olacak ve
online sosyal oyun yakında okullarda ders kitaplarının yerini
alabilecektir.
Tahmin: Ay tabanlı güneş enerjisi üretimi gelecekteki enerji
taleplerini karşılamak için en iyi yol olabilir. Güneş enerjisinin
Dünya’ya gore ay üzerinde toplanması daha güvenilir ve hesaplı olabilir ki bu
konuda ticari projeler geliştirilmektedir.
Tahmin: Yapay görme görsel aralığı insan gözünü aşan makinalar
önümüzdeki 5 ila 15 yıl içinde piyasaya sürülecek. Bu teknoloji büyük
ölçüde robot sistemlerinin yeteneklerini artıracak ve gelişmiş robotlar
hayatımızın her evresinde bizlerle daha içiçe ve entegre olacaktır.
Tahmin: Yakıt hücrelerindeki gelişmeler derin denizlerde yaşamı
başlatabilecektir. Bu da derin denizlerdeki iş alanlarının artması ya da ortaya
çıkmasına yol açacaktır.
Tahmin: Geleceğin binaları hava değişimlerine daha duyarlı
olabilir. "Proto kaplama" cepheler Bioluminescent bakterileri
veya diğer malzemelerden yararlanarak su ya da güneş ışığını toplamada, iç
alanların ısısını ayarlamada ve biyoyakıt üretiminde uygulanacaktır.
Tahmin: ABD eski Çalışma Bakanı Robert B. Reich “Aftershock”
adlı kitabında muhtemelen 2020 yılında ABD’de zengin ve fakir arasındaki farkın
felaket şeklinde artacağı şeklinde bizi uyarıyor. Belki de dünyanın geri
kalanında ve de ülkemizde de oluşacak bu durumun tüketici hareketlerine
yansıyan durumu da düşünüldüğünde yakın gelecekte ekonomik durgunluklar ve
siyasi karışıklıklara yol açabilecektir. Bu doğrultuda kişiler kendilerini yeni
kariyerleri için eğitime hazırlarken kendi tüketici borçlarını da kontrol
altına alabilir. Ayrıca kendi çıkarlarını teşvik için kendi temsilcilerini lobi
oluşturma doğrultusunda yönlendirebilir ancak bu sorunların karmaşıklığı
seçmenlerin bilgisizce kendi aleyhlerine oy kullanmalarına da yol açabilir.
Tahmin: Jeotermal enerji santralleri bugün yaklaşık 200 metre
kadar derine inebildiklerinden oldukça sınırlı enerji üretmektedir. Ancak daha
fazla enerjiye ulaşabilmek için daha derine inme çalışmaları devam etmektedir.
Bu konuda Norveçli şirketlerin yanı sıra ExxonMobil, 5.500 - 10.000 metre hatta daha fazla yeraltına inme
hususunda çalışmalar yapmaktadır.
Özellikle petrol fiyatlarının arttığı bu dönemlerde gereken enerjinin
sağlanmasında önemli bir alternatif olabilecektir.
Tahmin: Yaşanabilir ve daha ekonomik üretim tesisleri Ay'da inşa
edilebilir. Bunu on yıl içinde gerçekleştirmek mümkün olabilir gözüküyor.
Bu koloniler yeni ürünler yaratmak örneğin uydular vs. için kullanılabilir.
Uzmanlara gore yerde uydu üretimine gore ayda üretilen uyduların dünya üzerine
konumlanması daha az maliyetli olabilmektedir.
Tahmin: Dünya genelinde şaşırtıcı stratejik ittifaklar
arayın. Türkiye ve Arap devletleri gözlerini İran’a daha yakın bir rakip
olarak dikerken Almanya ve Rusya’nın güçlü ekonomik bağlar oluşturacağı
öngörülmektedir. Avrupa'nın iç ekonomik mücadeleleri, küresel bir güç olarak
kıtanın gözden düşmesine yol açarken, Brezilya Afrika'da ekonomik ve askeri
anlamda etkili olacaktır.
Dünya liderleri, vatandaşlarının çok daha küresel hale gelebilmesi için
dengeli stratejiler oluşturmada daha geniş bir görüş yapısına ihtiyac
duyacaklardır. Nüfus göçü olsun ya da olmasın, daha fazla uluslararası
ilişkilerde yaratılabilir, sanal bağlantılar aracılığıyla dünyanın geri kalanı
ile her ülke entegre hale gelmektedir.
Tahmin: Robotik cerrahların kullanımı artacaktır.
Tahmin: İnsanlar sonunda robot ırkına karşı yarışı
kaybedecektir. Hatta gelecekte kendilerine sunulan her türlü teknolojik
donanıma sahip yapay zeka ile
insanoğlunun yapay zeka ile robotik insansıların evrimsel hızına ayak
uydurması mümkün olmayacaktır.
Yapabileceğimiz en iyi şey onlarla dost olmak ve onlardan öğrenmek
olacaktır.
Tahmin: Iklim değişiklikleri Bangladeş gibi ülkelerde
yaşayanları tehdit etmekte, gelecekte bazı bölgelerin yaşanamaz olmasına yol
açaçaktır.
Yukarıdaki tahminler bana bilgiye gereken değeri ve önemi vermediğimiz takdirde
gelecekte başımıza neler gelebileceğini düşündürdü, ya sizlere?
Yazarın notu: 2009 yılı BM verilerine gore, Türkiye kitap okuma
konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda. Japonya'da toplumun
yüzde 14'ü, Amerika'da yüzde 12' si, İngiltere ve Fransa'da yüzde 21'i düzenli
kitap okur iken Türkiye'de durum on binde bir. Bizde ise ön plana çıkan hususlar ise maalesef okuma alışkanlığından ziyade televizyon, internet ve cep telefonuna olan düşkünlük
olarak sıralanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder