24 Mayıs 2012 Perşembe

Global Gelecek Tahmin ve Eğilimleri



Bu yazımda biraz gelecekle ilgili tahminlere ve bunlar üzerinde seçtiğim bazılarına odaklanmak istiyorum. Bu tahminler dünya üzerindeki tüm sektörleri kapsıyor.

Bu tür tahminler bize dünya üzerindeki eğilimleri ve bize olabilecek etkilerini gösteriyor.  Bu tür çalışmaları yapanlar gelecekte olacakları tam olarak bilmeye odaklanmıyorlar. Öyle ki geleceği tam olarak bilmek mümkün olursa gelecek değiştirilemez anlamına gelecek ve bu tür çalışmaları yapmanın da pek anlamı kalmayacaktır. 

Amaç mevcut trendleri bilmek, bu trendler devam eder ise neler olabileceğine bakmak ve bunların istenip, istenmediğini ve bunların üzerinde değiştirmek ya da aynen kabul etmek için çalışmaya değer olup, olmadığını saptamaktır.

Kısaca bu tür çalışma ve tahminlerin amacı gelecekteki fırsat ve tehlikeleri zamanımız varken görebilmektir.

Şimdi de bazı seçtiğim tahminlere bakalım, bizleri az ya da çok ilgilendirdiğinden dikkatle okumanızı tavsiye ederim (siyasi ve ekonomik gelişmelere de değinilmektedir);

Tahmin: Yirmibirinci yüzyılda oluşan verimsiz topraklar yirminci yüzyılda oluşmuş olanları gölgede bırakmaktadır. Özellikle Asya ve Afrika’da oluşan bu alanlar kullanılabilir su ve gıdanın önümüzdeki yıllarda gittikçe kıtlaşmasına yol açacak ve bu konuda önleyici ve düzenleyici yaklaşımlar geliştirilmesi gerekecektir.

Tahmin: Ticari uzay turizmi önümüzdeki on yılda önemli ölçüde büyüyecek ve bunlar ve benzeri ticari yolculuklar kişilere önemli yeni kariyer fırsatları sunacaktır.

Tahmin: Nanoteknoloji görmenin yeniden kazanılması hususunda umut verici çalışmalar yapmaktadır. Bu teknolojinin başka alanlara da uygulanması mümkün olup belki de Alzheimer ya da Parkinson hastalığı gibi hastalıkların da tedavisinde faydalı olabilecektir.

Tahmin: Robotik solucanlar çöplerin değerlendirilmesi, ayrılması ve depolanmasında kullanılacak bu durum yeni iş alanlarını da beraberinde getirecektir.

Tahmin: Öğrenme daha fazla sosyal ve oyun tabanlı olacak ve online sosyal oyun yakında okullarda ders kitaplarının yerini alabilecektir. 

Tahmin: Ay tabanlı güneş enerjisi üretimi gelecekteki enerji taleplerini karşılamak için en iyi yol olabilir. Güneş enerjisinin Dünya’ya gore ay üzerinde toplanması daha güvenilir ve hesaplı olabilir ki bu konuda ticari projeler geliştirilmektedir.

Tahmin: Yapay görme görsel aralığı insan gözünü aşan makinalar önümüzdeki 5 ila 15 yıl içinde piyasaya sürülecek. Bu teknoloji büyük ölçüde robot sistemlerinin yeteneklerini artıracak ve gelişmiş robotlar hayatımızın her evresinde bizlerle daha içiçe ve entegre olacaktır.

Tahmin: Yakıt hücrelerindeki gelişmeler derin denizlerde yaşamı başlatabilecektir. Bu da derin denizlerdeki iş alanlarının artması ya da ortaya çıkmasına yol açacaktır.

Tahmin: Geleceğin binaları hava değişimlerine daha duyarlı olabilir. "Proto kaplama" cepheler Bioluminescent bakterileri veya diğer malzemelerden yararlanarak su ya da güneş ışığını toplamada, iç alanların ısısını ayarlamada ve biyoyakıt üretiminde uygulanacaktır. 

Tahmin: ABD eski Çalışma Bakanı Robert B. Reich “Aftershock” adlı kitabında muhtemelen 2020 yılında ABD’de zengin ve fakir arasındaki farkın felaket şeklinde artacağı şeklinde bizi uyarıyor. Belki de dünyanın geri kalanında ve de ülkemizde de oluşacak bu durumun tüketici hareketlerine yansıyan durumu da düşünüldüğünde yakın gelecekte ekonomik durgunluklar ve siyasi karışıklıklara yol açabilecektir. Bu doğrultuda kişiler kendilerini yeni kariyerleri için eğitime hazırlarken kendi tüketici borçlarını da kontrol altına alabilir. Ayrıca kendi çıkarlarını teşvik için kendi temsilcilerini lobi oluşturma doğrultusunda yönlendirebilir ancak bu sorunların karmaşıklığı seçmenlerin bilgisizce kendi aleyhlerine oy kullanmalarına da yol açabilir.

Tahmin: Jeotermal enerji santralleri bugün yaklaşık 200 metre kadar derine inebildiklerinden oldukça sınırlı enerji üretmektedir. Ancak daha fazla enerjiye ulaşabilmek için daha derine inme çalışmaları devam etmektedir. Bu konuda Norveçli şirketlerin yanı sıra ExxonMobil, 5.500 -  10.000 metre hatta daha fazla yeraltına inme hususunda çalışmalar yapmaktadır.

Özellikle petrol fiyatlarının arttığı bu dönemlerde gereken enerjinin sağlanmasında önemli bir alternatif olabilecektir.

Tahmin: Yaşanabilir ve daha ekonomik üretim tesisleri Ay'da inşa edilebilir. Bunu on yıl içinde gerçekleştirmek mümkün olabilir gözüküyor. Bu koloniler yeni ürünler yaratmak örneğin uydular vs. için kullanılabilir. Uzmanlara gore yerde uydu üretimine gore ayda üretilen uyduların dünya üzerine konumlanması daha az maliyetli olabilmektedir.

Tahmin: Dünya genelinde şaşırtıcı stratejik ittifaklar arayın. Türkiye ve Arap devletleri gözlerini İran’a daha yakın bir rakip olarak dikerken Almanya ve Rusya’nın güçlü ekonomik bağlar oluşturacağı öngörülmektedir. Avrupa'nın iç ekonomik mücadeleleri, küresel bir güç olarak kıtanın gözden düşmesine yol açarken, Brezilya Afrika'da ekonomik ve askeri anlamda etkili olacaktır.

Dünya liderleri, vatandaşlarının çok daha küresel hale gelebilmesi için dengeli stratejiler oluşturmada daha geniş bir görüş yapısına ihtiyac duyacaklardır. Nüfus göçü olsun ya da olmasın, daha fazla uluslararası ilişkilerde yaratılabilir, sanal bağlantılar aracılığıyla dünyanın geri kalanı ile her ülke entegre hale gelmektedir.

Tahmin: Robotik cerrahların kullanımı artacaktır.

Tahmin: İnsanlar sonunda robot ırkına karşı yarışı kaybedecektir. Hatta gelecekte kendilerine sunulan her türlü teknolojik donanıma sahip yapay zeka ile  insanoğlunun yapay zeka ile robotik insansıların evrimsel hızına ayak uydurması mümkün olmayacaktır.

Yapabileceğimiz en iyi şey onlarla dost olmak ve onlardan öğrenmek olacaktır.

Tahmin: Iklim değişiklikleri Bangladeş gibi ülkelerde yaşayanları tehdit etmekte, gelecekte bazı bölgelerin yaşanamaz olmasına yol açaçaktır.

Yukarıdaki tahminler bana bilgiye gereken değeri ve önemi vermediğimiz takdirde gelecekte başımıza neler gelebileceğini düşündürdü, ya sizlere?

Yazarın notu: 2009 yılı BM verilerine gore, Türkiye kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda. Japonya'da toplumun yüzde 14'ü, Amerika'da yüzde 12' si, İngiltere ve Fransa'da yüzde 21'i düzenli kitap okur iken Türkiye'de durum on binde bir. Bizde ise ön plana çıkan hususlar ise maalesef okuma alışkanlığından ziyade televizyon, internet ve cep telefonuna olan düşkünlük olarak sıralanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder